Samsun Garına adımımı attığımda, yanına gelmiyordum bu defa.
Yine de içimde yanına gelmenin huzuru vardı.
Büyük şehirden adımımı attığımda, ellerim bomboştu.
Yine de yüreğimde kaybetmişliğin gururu vardı.
Başkente vardığımda bacaklarım titriyordu, yürüyemiyordum.
Yine de yüzümde hayal peşinde koşmanın huzuru vardı.
Samsun asfaltına çıktığımda bir baba artık oğlunu avutamadığını anladı.
Bu defa gözlerimde yapayalnız kalmanın, yetim kalmanın meyveleri vardı.
Karadeniz yağmurunda sigaramı öldürürken, hasat zamanı geldi, yüzlerce kişi arasında pes etti gözlerim.
Yine de ellerimde, yitirmişliğin rahatlığı vardı.
Yeltenmedim bile.
Ladik yakınlarında, dağlar güneşimi şükür keserken;
Ladik yakınlarında, güleryüzlü, yaşlı muavin iyi misin diye sorarken;
Ladik yakınlarında, dünya üstüme çullanırken, ölemedim.
Yine de, kalbimde, ölü bir bedenin soğuğu vardı.
Ben o şehire hiç ayak basamadım.
Ben o şair için hiç şiir olamadım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder