11,059

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Anlıyorum

Ve belki de bu gece erkenden uyumasaydın,
Beraber yıldızları seyredebilirdik.
Ah, doğru ya; artık öğrendim.
Siz erken uyumuyorsunuz,
Ben geç uyuyorum.
Ve artık biliyorum,
Geceden çaldığınız kadar gündüzden çalıyorum.

Bazen anlıyorum.
Anladığım her şey bir keseye gidiyor.
Keseyi açıyorum, içi bomboş.
Avuçlarıma bakıyorum,
kuşları gökyüzüne bırakıyorum.

Anlıyorum.

21 Ağustos 2015 Cuma

Pasta Süslemeleri

Markete gittim az önce.
Rafta o pasta süslemelerini gördüm.
Bir pasta süslemesi ne getirir ki insanın aklına?
Belki küçük ama sımsıcak bir ev gelir aklına.
O evde yaşayan bir erkek bir de kadın gelir.
Büyük bir aşk gelir aklına,
Tüm dünyayı hiçe sayıp o evde huzuru bulan
İki insanın aşkı gelir.
Kadının çocuklarıyla beraber süslediği çikolatalı pastalar gelir..
İşten yorgun argın gelip karısına sanki gurbetten, Askerlikten gelmiş gibi sımsıkı sarılan,
huzuru bulan bir adam gelir.

Bir pasta süslemesi,
Koca bir markette,
Gecenin bu saatinde,
Ne hayaller kurdurur insana..

16 Ağustos 2015 Pazar

İçtim Ben Biraz

Burcu geldi aklıma. 1. Sınıfta sevdiğim kız. Eğer o gün, 7 yaşında  bir çocuk sevdiği kızın karşısında altına işemeseydi, bu gece çok daha  farklı olabilirdi mesela. Bu gece Burcu'ya içiyorum. Bu gece Halit Uluç  İlköğretim okuluna, her gün dayak yediğim ve sayesinde dayak atmayı  öğrendiğim Şahan'a, 8 yaşımdayken tasomu çaldığı için ilk küfürümü  ettiğim, annesine orospu dediğim Muhammet'e içiyorum. Nisanlar  hüzünlüdür hep. Bu gece, 23 nisan gösterisine aylarca hazırlanıp 22  nisanda okul değiştiren küçük bir çocuğa içiyorum. Bu gece, büyüdüğünde  istediği hayvan olabileceğini sanan, köpek olmak için büyümek isteyen,  ağzında dişi olmayan bir bebeğe içiyorum. Bu gece Antalya/Konyaaltına,  Sivas/Yıldızeline, Samsun/Saadet Caddesine içiyorum.  Bu gece Cedit  mahallesine de içiyorum. Bu gece 12 yıldır ev numarası aklımdan hiç  silinmeyen ilk arkadaşım Hasan'a içiyorum. Ben bu gece, asla sigara  içmem diyen, astım hastası, tırnakları sapsarı bir adama içiyorum.  Siyahıma, Yeşilime, hatta Mavime bile içiyorum. Leonard Cohen'e bu  geceyi lütfettiği için, Axl Rose'a bana sevmeyi öğrettiği için, Frank  Sinatra'ya saygıyı öğrettiği için, Jon Bon Jovi'ye hayat gayemi  öğrettiği için içiyorum. Tüm umutlarıma. Ben bu gece; Yıllar boyu  ağlamış bir kadına, yıllar boyu ağlamamış bir adama içiyorum. Ben bu  gece 10 yıl birbirini görmeden, duymadan, sağ mı-ölü mü bilmeden  hayatlarına devam eden, birbirinin ismini asla anmayan, ama birinin  yanında diğerinin konusu açılınca gözleri yağmurlara boğulan iki insana  içiyorum. Ben bu gece, geleceğime içiyorum. Unutamadığım her şeye, her  an düşündüğüm onca şeye, bana bu ödülü ehliyetim olmadan veren Tanrı'ya  içiyorum. O bana günah yazıyor, ben onun da şerefine içiyorum. Hayat tek  seferlik. Zıvanayı fazla deldik. Şimdi ne koyarsak suya düşüyor.

14 Ağustos 2015 Cuma

Erkek Adam

Erkek adam nedir bilir misiniz dostlarım?
Erkek adam, hatun kadın gibidir.
Kadının hatun olanı gibi, erkek, adamsa erkektir.

Erkek ağlar dostlarım.
Herkes ağlar.
Ama siz siz olun, erkek adamı kadını için ağlatmayın.
Erkek adam çekinir, utanır insanların içinde ağlamaya.
Siz siz olun yalvartmayın onu.
Gururludur.
Bir hatunu için ağlar, yalvarır.

Saçmalamayın be!
Eşit midir erkekle kadın?
Yapmayın dostlarım.

Kadın konuşur, erkek dinler.
Siz siz olun, erkek adamı kadınından fazla konuşturmayın.

Eşit midir erkekle kadın?

Kadın dostlarım...
Kadın keser saçlarını, bir daha kimse koklamasın diye.
Kadın incindikçe yükselir.

Erkek,
Dostlarım erkek,
Sakallarını uzatır, bir daha kimse yanağını öpemesin diye.
Erkek incinmez.
Gururu vardır erkek adamın, utanır.

Kadın uzadıkça keser saçını,
Erkek, uzadıkça sakalı, kadını düşünür.
Erkek adam, sakalını sıvazladıkça düşünür,
Kadının unutmak için kestiği saçını.

Siz siz olun benim dostlarım,
Erkek adamı karartmayın.

Erkek adam yatağında öldürmez vaktini.
Erkek adamın yatağı her yerdir
Bankta da uyur, koltukta da, yerde de.
Erkek adam uyumaz, uyuyakalır zaten.
Bir kadınıyla ısınır yatağında.
Erkeği, adam olan erkeği kadını bağlar yatağına.

Siz siz olun dostlarım, aman ha,
Siz erkek adamı yatağına hapsetmeyin.
Bırakın yatsın parklarda, ama yanınızda uyusun.

Erkek adam,
Dostlarım erkek adam,
Her şeyi yapar kadınım dediği için.
Evli olmak için aynı evde yaşamak mı gerekir?
Erkek adam imza atmadan da evlenir.
Erkek adam bir kere sever dostlarım.

Siz siz olun, o tek şansı heba etmeyin.
O kendini yitirir, siz onu yitirmeyin.

Erkek adam, kadını mutlu olsun diye her şeyi yapar.
Erkek adam, öldürür de kadını için.
Ölür de yeri gelince.
Ama dostlarım, sakın,
Siz ona kendisini öldürtmeyin.

Erkek adam, erkek sözü verir.
Bir kere verilir o söz.
Serttir, taştandır.
Sözün erkekliği, erkeğin adamlığındandır.
Bir erkek hayalleri üzerine söz verdiyse,
Dostlarım,
Ne olursunuz, tutun,
Bir erkeği hayalsiz bırakmayın.

Siz dostlarım.
Siz siz olun, bir erkeği adam etmeye çalışmayın.
Siz, siz olun,
O erkek adam olur
Unutmayın!

12 Ağustos 2015 Çarşamba

Gar Durağı

O gece sabaha kadar yerimde duramamıştım.
Bir sinema filmine iki biletim vardı
Ve biliyordum, bir hayata da.
Filme girdik, uykum vardı,
Huzurum da.
Ellerin ellerimde uyuyakalmadan önce,
Saatlerce düşündüm göz göze geldiğimiz sekiz saniyede.
Loş perde ışığı ve boş silah sesleri arasında,
Öpmeli miydim dudaklarından?
Öpmedim.
İşte tam da bu yüzden sevgilim,
Seni ilk öptüğümde sigara içmesini öğrendin.

Alaska Makinisti

Sadece makinistiyle kalktı Alaska treni.
Tren unutur da makinist unutur mu hiç gideni?

Kehanet

Hayır, kabul etmiyorum.
Hayır.
Bu mümkün değil.
Benden kalbimi söküp sana vermemi istiyorsun
Seni benden alıp gidiyorsun, hayır.

Her saniyesi aklımda o günün
Öyle bir ağladım ki Tanrı bile acıdı halime.
Sen, ağlama dedin.
Ağlama...
Sen, bir çocuğun elinden emziğini aldın.

Hep güçlü göründüm
Hep odamın kapısına yaslanıp ağladım.
Ama sen,
Sen yaşlı çocuğu kürtajla aldın kalbinden.
Şimdi en üzgün insanların karşısına geçip
Ağlıyorum halime.
Gülüyorlar beni görünce,
Kendi hallerine.

Benden gidebileceğini sanıyorsun ya,
Bizi bu kadar basit görüyorsun ya,
Bir kehanet karalıyorum yanılgılarına.
Bir kader yazıyorum, Tanrı'nın evlatlarına.

Başımıza ne gelirse gelsin,
Ne olursak olalım.
Sen benim yanında yaşlanacağım kadınsın.
Sana bir şey olursa ben,
Ağacının başında yaş'lanacak adam...

Sen çocuğumuzun annesisin.
Sen çocuğumsun ve annemsin.
Sen bensin
Sen,
Bu güne kadar öğrendiğim her şeysin.

10 Ağustos 2015 Pazartesi

Geçmiş

Hiç bilmediğim bir şehirde,
Yüksek katlı bir apartman dairesinde.
Üşüyen kulaklarımın soğuğu gözlerimi titretirken
Kazağımın kolları avuç içlerimi kaplıyor.
Birden irkiliyorum dışarıdan gelen bağırışlarla.
Kitabımı koltuğun kenarına bırakıyor,
Pencereye yürüyorum meraklı gözlerle.
Alışmışız tabi kavgaya gürültüye...

Perdeyi aralıyorum,
Aşağıda top oynayan çocukları görünce.
Tek dertleri ağaçların arasına kaçan topu almak.
Umurlarında değil para, hayat, aşk.
Dertleri eve ekmek götürmek değil,
Yemeğin yanında ekmek yememek.

Neden bakıp gülümsüyorum onlara?
Yo, hayır.
Kıskanmak değil bu.
Bunun adı yok.

Şimdi çağırsalar beni, hayır yerler çamur
Üstüm kirlenir.
Mutluluğumu giysilerimin temizliğine karşılık takas ederim.
Temiz giysiler, pis vücutlar...

Şimdi deseler ki, çocuk olmak ister misin?
Hayır.
Ben çocuk olmak istemem, çocuk kalmak isterim.
Büyüdüğünde neler olacağını bilen bir çocuk
Günde kaç doz antidepresanla gömebilir kendini?

Ben şair değil, bir şiirim.
Tertemiz kağıdı siyah mürekkebiyle kirleten bir şair
Dünyaya ne katabilir ki?

Neden çocuklara gülümseyerek baktım
Anlıyor musun şimdi?
Çünkü,
O çocuklar, benim.
Yıllar sonra görüşmek dileğiyle...

Senli

Benim dünyamda bulutsuz havalarda yağmur yağar,
Bulutlu havalarda güneş açar.
Bulutlar bir güneş gibi açar...

9 Ağustos 2015 Pazar

Yarım

Bir mum yaktım bu gece.
Sönen bir ruhun,
Eriyen bir bedenin dünyaya isyanı.
Bir mum.
Hangi acılar sığar ki bir mumun alevine?
Kaç damla gözyaşı söndürür bu ayaklanmayı?

Ben sensiz olamadım.
Ben yok sayıyorum pastamdaki yirmi mumu.
Ben uyurken kendi elimi okşuyorum seni düşünerek.
Ben her gece,
Seni yaşatıyorum kendimi öldürerek.
Her saniye cehennemde yanıyorum
Sana taptığımdan.
Şirk koşuyorum tanrıya
Sana koşamadığımdan.

Oturuyoruz dostlarla,
Ben susuyorum
Sana.
Sense hala susuyorsun,
Tek kelimenle hayatı bahşedebilecekken.
Ellerim titriyor sigaramı ağzıma götürürken.
Ellerim, sensizler.
Ben unutsam onlar unutmazlar seni.
Kaldı ki,
Dünya unutsa,
Tanrı unutsa,
Ben unutmam seni.

Artık hayat bir çelişki.
Geçmiş yârim,
Bugün yarım.
Yarın...
Yarınlar bizim.

8 Ağustos 2015 Cumartesi

Baht

Tanrıyı bile çıkardım hayatımdan
Yalnız senden medet umdum,
Yalnız sendin umudum.

Sual

Aşk mı bu yaşadığımız,
Yoksa yaşamadığımız için mi kendimizi aşık sanarız?
Her nefeste aşkı hissettiğimizden mi bu denli kör gözlerimiz,
Yoksa nefes alamadığımızdan mı aşka hasret benliğimiz?
Aşık olduğumuzdan mı bu denli aptalız,
Yoksa aşka olan hasretimizden mi?
Kim bilir..

7 Ağustos 2015 Cuma

Bayrak Yarışı

Bir sabah çok çok önceleri
Anlatıldığı kadarı var, anlatıldığı belirsiz
Bir sabah sabah ezanına doğru
Bir umut, bir belki, bir şey oldu
Masum sandı aldı kucağına yaşlı adam
Güldü takma dişleri yokmuş gibi

Bilseydiniz yapar mıydınız?
Bana yine öyle bakar mıydınız?

Kanepe arkasında uyuyan çocuk
Babasına hiç gülmedi
İlk kazığı hayata hayattan,
Yıllar önce aldığı borcu
Sahibine ödemedi

Şimdi sorsalar ne dersiniz?
Ben varım desem siz gelir misiniz?

O gün bir çocuk, kendisi gibi sevindi
Bir okul ödevi, alevler arasında parladı
Parlayan gözbebekleri neden dedi, neden
O gece düşünde çocuk
Babasını o ateşe attı

Şimdi on beş lira versem, bana bir araba alır mısın?
Araba bir kenarda dursun, beni o ateşe atar mısın?

Bir gün bir çocuk, sahibinin yanına uzandı
Gecenin karanlığında yerde iki göz parladı
Doğruldu, geldi, yanına uzandı çocuğun
Sahip çocuğun tetiğine bastı
Dolaplar, gözleri göstermez

Katil ve silah ahirete gitse, kim daha ağır gelir?
İnsan kerhanesi adliyeyse, Tanrı'nınki ahiret midir?

Gecenin bir vakti akvaryum başında toplanıldı,
Kağıt, kalem, yağmur.
O gecenin sonunda, çocuk okuma yazma öğrendi.
Tek gecede.
O gecenin sabahında,
Çocuk yıllarını kaybetti.
Tek gecede.

Te te tek gece.

Anlamadan kaçtı kaçak,
Zamanlar öldürüldü gözler önünde
Mavi mont, sıcak çikolata.
Çocuk konuşmadı, farkındaydı.
O gün öğrendi, otobüsler pahalıydı.
Dönüm noktasında dokuz yaşının,
Ölüm bekler gibi bekledi yol ortasında.
Çocuktu, bilmiyordu, bilmeliydi.

Bulutlanmasaydım o gün, senden geçer miydim?
Yarım şişe 35'liğe, öksüzlüğü seçer miydim?

Hiçbir şeydi gururu dışında, ona yaslandı
Zamanlar yaşlandı, çocuk büyüdü
Sırtındaki gurur, canlarınca bölündü
Yuvarlandı, gömüldü.

Bir çocuk ve bir adam, bu bir bayrak kapma oyunu.
Bayrağı kapana hayat, anılar geriye kalana.
Adam çocuk katili, çocuk saygısız piç kurusu
Yarım bir şiir, eksik bir haykırış bu acı yalana.

6 Ağustos 2015 Perşembe

Girdap

Bir girdap, diğer bir girdap içinde.
Küçük olan daha bir haylaz, daha bir insan
Büyüğü daha sakin, daha yaşlı, görmüş geçirmiş.
Bir insan küçüğünden ibaret, küçüğünden beslenen,
Onu öldüren ve onunla ölen.

Küçük bir girdap ve içinde bir girdap,
Var yolu burdan çıkmanın, biliyor beslenen.
Bilir girdap içinde doğduğundan,
Ondan ibaret olduğundan.
Bilir kendini terk etmenin ne demek olduğunu.

Bir girdap içinde insan, kalsa boğulur,
Bilir.
Çıksa en büyüğü karşısında
Bilir.
Küçüğü öldürür bitirir onu,
Büyüğü senlerce girdap.
Öldürmez ama süründürür
Canlı canlı gömer seni sene.
Kendi kendine hapseder döne döne.
Acıyı yaşatır,
Ölmek istetir öldürmez.

Ama sever insan acıyı.
O sever,
Acıyı sevdiğinden girdap.
Acıyı sevdiğinden senlerce mezar.
Veremez bir karar, yapamaz kendine
Yani sana.

Ne en büyük öğretmen, ne en küçük cellat.
Boğulur beyninin içinde
En büyük silahı kendini vurur.
Silah hiç vurur mu kendini
Ben,
Vurdum beni.
Ötesi yok.

Kalmıyorsun


Karanlık içime işliyor bu sabah.
Tüylerim,
Güneşe saplanmak isteyen binlerce ok gibi.
Titriyorum sigaramın alevinde.

Birkaç inşaat işçisi çuval taşıyor
Birkaç kedi oyun oynuyor.
Hoyrat bir cumartesi sabahında,
Herkes üstüne düşeni yapıyor.
Karanlık üstüne düşeni yapıyor,
Üstüme düşüyor.
Güneş nasıl aydınlatıp ısıtıyorsa her şeyi
Ben de öyle karartıyorum içimi, içini, her şeyi.

Sonra bir kadın düşüyor aklıma.
Zihnimde saklanan bir casus bedenimi ele geçiriyor.
Bugün ölmek için güzel bir gün,
Diğer tüm günler gibi.
Çünkü bugün de nefes alıyorum,
Diğer tüm günlerdeki gibi.
Her gül solmak için doğar,
Her insan ölmek için...
Ben üstüme düşeni yapmak istemiyorum.
Ben ölmek için doğup, sevmek için ölmek istiyorum.
Ben,
Toprak için değil,
Bulut için ölmek istiyorum.

Bir kalp var elimde, nereye koyacağımı bilmiyorum.
Ne çantama ne valizime
Sığmıyor bedenime bile.
Herkese göstermek zorunda kalıyorum,
Saklayamıyorum.
Bir sen...
Bir sen göremiyorsun.

Kalbim ıslanıyor sıcak denizlerde,
Yanıyor canım.
Sen yanmıyorsun.

Hasta bir adam gibi yataklara düşüyorum.
Duvarları izliyorum,
Sana hayran kalıyorum zamanlarca.
Sen bakmıyorsun.

Sen oluyorum sonra.
Senden oluyorum.
Kalmıyorsun sevdiğim.

Bir ben kalıyorum dışarıda,
Bir sen kalıyorsun içeride.

Beklem

Adın,
Cebimden çıkan tüm paralarda.
Biz olduğumuz günü yazıyorum.
Güzü yaşıyorum sevdiğim.
Gündüzlerim güz
Gecelerim sonsuz, sensiz.
Seni özlüyorum.

5 Ağustos 2015 Çarşamba

Bittim

Gittim.
Sen kıymetini bilemeyeceğin hatıralarla kaldın,
Ben hiç bilmediğim bir şehirde
Bildiklerimle.

Gittim.
Seni benimle bıraktım, beni kendimle.
Sen anılarla kaldın,
Ben, seni celladımla aldattım.

Gittim.
Nerede olsam beni aydınlatacak olan güneşe
Sırtımı döndüm.
Şimdi sadece karanlığı izliyorum.

Gittim.
Aşkın doğduğu yerden,
Güneşin battığı yere.
15 saat sürdü batmam.

Bittim.
Güneş olsa bulut yok, bulut olsa güneş.
Dokunmuyor bile gözyaşların kor ateşime.
Beni affet.

Devrim

Madem sigara dedik. Sigaradan bir şeyler yazayım sana. Hayallerimde bir çocuk vardı. Pek çocuk sevmem ben. Hiç sevmem hatta. Nefret ederim hepsinden. Ama o hayallerimdeki çocuk, benim sonsuz sevgi gösterebileceğim tek çocuktu. Benim çocuğum. Sigaradan nefret ettim hep. Astımım vardı. Dumanında kalamazdım. Sonra bir gün, başladım, yıllar önce. Hayallerimdeki o çocukla konuşurdum bazen. Derdim ki; "bak oğlum, sen sigara içemezsin. Çünkü ben içmedim. Babamın gözümün önünde her an sigara içmesine rağmen ben içmedim. Sen hiç içemezsin." Artık bu yalnızca eski bir hayal. Artık ne öyle bir çocuk, ne öyle bir düş, ne de sigara içmeyen bir adam var burada. Bu yüzden, içebildiğim kadar içiyorum. Hayallerimdeki o küçük çocuğu öldürmenin bedeli günde yarım paket olmamalı. İçebildiğim kadar...

Kalbim

Sokakta yürürken rastlamadım ben hiç sana.
Nasıl rastlayabilirdim ki?
Senin sokakta olduğunu bilip de
Nasıl koşa koşa gelmem ki yanına?
Ben sana rastlamadım hiç sokaklarda.
Ben bir kere kalbimde rastladım sana,
O gün bu gündür sokak çocuğuyum
Senin yürüdüğün sokakların çocuğuyum.

Ben bir kez kalbimde rastladım sana,
Aramazken ama.
Hani hiç ummadığım zamanda
Zamanlar öncesinde.
Sonra,
Sonra kalbimi bulamadım.
Bir baktım sen varsın kalbim yerinde.
'Kalbim' dedim,
Hissettim damarlarımda.

3 Ağustos 2015 Pazartesi

Vasiyet

Aşık olduğum insanla sevişirken olsun ölümüm
Bir söğüt ağacının köküne gömülsün bedenim
Ağlasınlar arkamdan, özlesinler beni
Küfür de etsinler, gülsünler de
Hatırlasınlar beni.
Kitaplarımı okusunlar
Yaşasınlar, yaşatsınlar beni.
Bırakacağım binlerce hatıra toz tutmasın
Eski diye sokağa atılmasın yaşanmışlıklarım
Beni, ben olduğum için hatırlayın.
Bir de ağacıma yaz aylarında su verin,
Sıcağı sevmez o.

Arkhe

Hatırlıyor musun bu çikolata paketini?
Senin elin dokundu bu kağıda
Ellerinle açtın narince.
Bir zamanlar yüzümü okşardın,
Sakallarımda gezerdi ellerin...
Şimdi ellerin yok, ellerini istemeye yüzüm yok.

Yüzsüzlüğüme dokunuyorum her sabah.
Sensizliğime bakıyorum aynada
Aynalar seni hatırlatıyor bana.

Bir senin gözlerinde,
Bir de aynalarda görebildim kendimi
Bunca zaman.
Bir seni gerçekten sevdim,
Bir de sana olan sevgimi
Bunca zaman.

Önceden Tanrı'dan medet umardım
İçimden ona yalvarırdım.
Artık dışımdan sana yalvarıyorum.

Bazen seni düşünürken nefes almayı unutuyorum
Sonra hayalimdeki sana tutunuyorum.
Yaşıyorum işte.
Hep dediğim gibi, ben iyiyim.
Sonsuz bir umutla yaşıyorum.
Bir mavidir gidiyor dilimde.

Bir, Mavi'dir.

1 Ağustos 2015 Cumartesi

Sensel

Duvarlardan çıkardım hırsımı.
Sana sarılamadım ya bugün de,
Tüm özlemimle sarıldım duvarlara.
Küfürler ettim, bağırdım var gücümle.
Var gücüm, o da sensin.
Bu oda dört duvar
Dördü de sensin.
Sana zarar veremem,
Sen gücümle kusarım kinimi duvarlara.
Sen olurum sen senken.
Kaç zaman sen sana kavuşmama?