10 Ağustos 2015 Pazartesi

Geçmiş

Hiç bilmediğim bir şehirde,
Yüksek katlı bir apartman dairesinde.
Üşüyen kulaklarımın soğuğu gözlerimi titretirken
Kazağımın kolları avuç içlerimi kaplıyor.
Birden irkiliyorum dışarıdan gelen bağırışlarla.
Kitabımı koltuğun kenarına bırakıyor,
Pencereye yürüyorum meraklı gözlerle.
Alışmışız tabi kavgaya gürültüye...

Perdeyi aralıyorum,
Aşağıda top oynayan çocukları görünce.
Tek dertleri ağaçların arasına kaçan topu almak.
Umurlarında değil para, hayat, aşk.
Dertleri eve ekmek götürmek değil,
Yemeğin yanında ekmek yememek.

Neden bakıp gülümsüyorum onlara?
Yo, hayır.
Kıskanmak değil bu.
Bunun adı yok.

Şimdi çağırsalar beni, hayır yerler çamur
Üstüm kirlenir.
Mutluluğumu giysilerimin temizliğine karşılık takas ederim.
Temiz giysiler, pis vücutlar...

Şimdi deseler ki, çocuk olmak ister misin?
Hayır.
Ben çocuk olmak istemem, çocuk kalmak isterim.
Büyüdüğünde neler olacağını bilen bir çocuk
Günde kaç doz antidepresanla gömebilir kendini?

Ben şair değil, bir şiirim.
Tertemiz kağıdı siyah mürekkebiyle kirleten bir şair
Dünyaya ne katabilir ki?

Neden çocuklara gülümseyerek baktım
Anlıyor musun şimdi?
Çünkü,
O çocuklar, benim.
Yıllar sonra görüşmek dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder